hep söylediğim gibi Zarf
hep dediğim gibi Zarf
her zaman dediğim gibi Zarf
her zaman söylediğim gibi Zarf
demekten utanıyorum
belki, diyebilirim ki.
Sanırım,
Zannedersem,
Ne diyeceğimi bilemedim.
Çok üzgünüm ama ...
maatteessüf
Sahi mi? öyle mi? ya! Deme Allahaşkına, deme yahu!
"My son is ill today." "I say! I'm sorry to hear
that": "Oğlum bugün hasta." "Öyle mi? Buna üzüldüm. Geçmiş olsun!" (b) bak(ın), dinle(yin) (dikkati çekmek için söze başlarken kullanılır).
I say, I've just had a wonderful idea: Bakın, aklıma fevkalâde bir fikir geldi.
zannetmem.
Evet, lütfen, zahmet olmazsa.
"Have another drink." "Well, I wouldn't say no."
maalesef, üzülerek söyleyeyim/söyleyelim ki … (Fena haber verirken kullanılır).
We regret to inform
you that you are to be dismissed next week: Maalesef gelecek hafta işinize son verilecek.
tabiri caizse Zarf
adeta Zarf
deyim yerindeyse Zarf
bunu söylemek bana düşmez ama … haddim olmayarak söyleyeyim ki.
kim diyeyim